Ayşe Sayın
İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK), Genel Başkan Meral Akşener’in, yerel seçimlere kendi adaylarıyla girme kararını onayladı. 50 üyeli GİK’te sadece 4 üye, “Yerel seçimlerde seçmen güçlü olana yönelir ve biz ikinci tercih olamayabiliriz” endişesini dile getirerek karara karşı çıktı.
İzmir Büyükşehir’de Ümit Özlale’nin, Kahramanmaraş’ta Mesut Dedeoğlu’nun belediye başkan adaylığını kesinleştiren İYİ Parti, GİK kararının ardından hızla diğer belediye başkan adaylarını belirleme çalışmalarına başlayacak.
Peki, İYİ Parti’nin ilk kez deneyimleyeceği ittifaksız seçim kararı, 2024 yerel seçimlerinde dengeleri nasıl etkileyebilir? GİK kararına rağmen, Ankara, İstanbul gibi bazı kritik yerlerde İYİ Parti kararını esnetebilir mi?
Yanıtı merak edilen bu soruları, GİK toplantısından sonra görüştüğümüz İYİ Parti Teşkilat Başkanı Başkanı Buğra Kavuncu’ya yönelttik.
Kavuncu’nun, seçimlere tek başına girme kararının gerekçesi ve bundan sonra izlenecek rotaya ilişkin BBC Türkçe’nin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
– Meral hanım 26 Ağustos’ta başlangıçta yerel işbirliklerinin olabileceğini söylemişti. Bu kararı değiştiren ne oldu, İYİ Parti neden tek başına seçime girme kararı aldı?
Aslında değişen bir şey yok. Biz, partiyi kurduğumuz günden bu yana siyasetin iki nokta arasında sıkışmış olmasından ve halkı istenilen bir yönetim inşa edemeyen bu yönetimden kurtarmak istedik. Ama orada bazı önceliklerimiz vardı. O öncelikler konusunda da bazı temel kavramlar üzerinde mutabık kaldığımız ittifak ortaklarımız vardı. Bu süreci çok da özveriyle ve fedakarlıkla yürüttük Türkiye’de değişim olsun diye. Amacımız da ülkeyi 22 yıldır yöneten bu iktidarın Türkiye’nin başına açtığı bütün sıkıntılardan kurtarmak ve bir değişimi sağlamaktı.
Bunun olmadığını, olamayacağını bu şekilde de bu değişimin gerçekleşmediğini gördük. Bunu söylerken de bir düşünce, teoriyle hareket etmiyoruz, pratikte gördük. 2018’de, 2019’da 2023’te bir birliktelik yaptık. Elimizden geldiği kadar kazanabilmek için neler yapılması konusunda çırpındık, anlattık, mücadele ettik. Ve bunun bedelini de ödedik, zor durumlara düştük. Bugün gelinen noktada, GİK’teki tartışmalarda net olan bir şey vardı; biz hakikaten yeni bir yol, yeni bir alternatifi ayrı hür, müstakil şekilde koymak durumundayız. Çünkü başka türlü bu ülkede arzu ettiğimiz değişim gerçekleşmeyecek.
“Falanca parti seçimi kazanabilir, falanca parti kaybedebilir endişesi kararımızı etkilemeyecek”
– İYİ Parti’nin son seçimlerde aldığı oy belli. Ayrı aday çıkarmanız halinde muhalefetin kazandığı belediyeleri kaybettireceğiniz eleştirisi var…
Muhalefete mi CHP’yi mi? Biz de muhalefetiz…Bizim artık bugünden itibaren birilerine seçim kazandırma veya birilerine seçim kaybettirme gibi bir çalışmamız, bir amacımız olmayacak. Bizim tek odaklanacağımız nokta kendimiz bu seçimi nasıl kazanırız?
Bu adımları atarken, falanca parti seçimi kazanabilir, falanca parti kaybedebilir endişesi veya düşüncesi bizim kararımızı etkilemeyecek. Biz bir siyasi partiyiz. Biz Ankara’nın İstanbul’un İzmir’in problemlerini bilmek görmek ve seçmenin önüne bir çözüm önerisi koymak zorundayız. Yani “o bugün mü?” Ne zaman peki? Bugün değil 2028’de genel seçimde bir daha deneyelim…E tamam olmuyor, olmadı.
Ben 2019’da İstanbul’da o ittifakta cansiperane koşturmuş bir insanım, il başkanıydım o zaman. Onun için söylüyorum, bizim bu kararımız bir düşünce değil. Bizim kararımız 6 yılda pratiğini yaşayarak geldiğimiz nokta. Biz Türkiye’de kutuplmaşayı bitirmek istiyoruz. Hiçbir partiyi düşman, seçmenini terörist görmüyoruz. İddiamız şu, biz Türkiye’yi çok daha iyi yönetiriz, Ankara’yı da, İstanbul’u da çok daha iyi yönetiriz.
-Ankara ve İstanbul’da Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na karşı kazanacağını düşündüğünüz adaylarınız belli mi?
Bugün itibarıyla o süreç başladı. Ankara ve İstanbul, Adana, Mersin, hepsi için aday bakacağız. Karar net çünkü.
“Bir partinin B komponenti veya tamamlayıcısı değiliz”
– Ayrı seçim kararı nedeniyle, muhalefetteki bölünme nedeniyle iktidar partisinin adaylarının kazanması muhtemel. Muhalif bir seçmen tabanınız olduğu düşünüldüğünde, seçmeninizi bu konuda nasıl ikna edeceksiniz?
Biz ülkeyi, bu kenti şunlardan kurtarmak değil – çünkü artık hepsi bizim rakibimiz – belediye hizmetleri konusunda rekabet edip bir alternatif sunacağız. Biz kendimizi anlatacağız. Biz 14 Mayıs’ta ikna etmek için çok uğraştık. Bizim stratejimiz İYİ Parti’nin kazanıp kazanmaması üzerine kurulu. Ve mümkün olduğu kadar oy oranımızı artırmamız lazım. Bugün olmazsa yarın… Şimdi biz bugün bu iddiayı ortaya koymalıyız, Belki 2029’da İstanbul’u alacağız, belki 2024’te alacağız. Ama bir yerden başlamak zorundayız. Çünkü biz bir yapının B komponenti (bileşen) veya tamamlayıcısı değiliz. Öyle bir iddiamız olsaydı o zaman bir kitle olarak bir partinin içine girerdik.
Ayrı tüzüğümüz, programımız var. Teşkilat Başkanı olarak 52 ili gezdim, onlardan duyduklarım var, anket şirketlerinin yaptığı anketler var. Böyle bir kararı bizim seçmenimiz nasıl değerlendiriyor, onunla ilgili sonuçlar ortada. “Hedefimiz net pusulamız millet diyorsak” ki 14 Mayıs’ta da bunu dedik. Biz o beklentiyi duyup, sonra milletimizin önüne, “Bakın problemimiz buydu biz de böyle bir çözüm getirdik” diyeceğiz. Ondan sonrası seçmenin takdiri.
Biz bunu yaptık diye birileri seçim kaybedecek veya kazanacaksa… Kimse kusura bakmasın, bunun üzerine kurulu bir siyasi hayat olamaz. 6 yıl yaptık, çok da iyi niyetle mücadele ettik, memleketi milleti ön planda tutuk. Yine ön planda tutuyoruz. Ama bugün geldiğimiz noktada ülkeyi ön plana çıkardığımızda, bizim güçlü olmaktan, iddia ortaya koymaktan, kazanmaktan, partimizi büyütmekten başka çaremiz yok ülkeyi büyütmek için.
“Sıfıra sıfır elde var sıfır”
– Seçime ittifaksız girme kararınız konusunda hep kuşku oldu, “el yükseltiyor” denildi… Ne diyorsunuz bu eleştirilere?
Bu çok haksız bir eleştiri. El yükseltmek, çok haksız bir eleştiri. Dönün 2019’a bakın, İstanbul’da bizim kaç tane belediyemiz var. İstanbul’da kaç belediye meclis üyemiz var, Ankara’da kaç belediyemiz, belediye meclis üyemiz var?
El yükseltme konusunda yetenekli bir parti olsak, alışkanlık haline getiren bir parti olsak biz 2019’da oturur pazarlık eder, eli öyle bir el yükseltirdik ki…Yeminle söylüyorum biz bakmadık, düşünmedik. Tek bir önceliğimiz vardı. 25 yıldır yenilmeyen bir gücü yenebildiğimizi göstermek ki, çok şükür gösterdik. Buna karşılık da sıfıra sıfır elde var sıfır. Çünkü bizim siyasi başarı kriterimiz, oralarda kadro almak değil.
Bu lafı en son hak edecek parti İYİ parti. El yükseltmedik, ülke yükselsin istedik.
– Yeni rotanızı, “risk alarak büyüme” olarak mı anlamalıyız?
Evet. Bir iddia ortaya koyacağız. Bedeli ne olursa olsun. Biz gerçeklerle yüzleşmekten hiçbir zaman kormadık, çekinmedik. Yüzde 10 oy aldık 2023’te. Onu da dedik ki bu başarılı bir sonuç değil, onunla da yüzleştik. İttifak için de başarısız, parti olarak da beklentimizin çok altında oy aldık. Çok da kıymetli dedik.
Yani millet bize demiş ki, “ey İYİ Parti, var olun, yaşayın.” Bizi büyütmemiş küçültmemiş. “Siz Türk siyasetinde var olmalısınız ama bugüne kadar izlediğiniz yolu, gidişatı gözden geçirin.” Bunun ne olduğunu anlamak için de biz 3 aydır, bütün parti kadrolarımızla sahada milletimizle oturduk istişare ettik ve özgüvenle, cesaretle bu kararı GİK’te aldık.
“Kararımız kişilere bağlı değil”
– Önümüzdeki aylarda CHP bir kurultay gerçekleştirecek. CHP’deki bir yönetim değişimi, kararınızı gözden geçirmenize yol açar mı?
Hayır, bizim aldığımız karar çok net. Bizim kararımız kişilere bağlı değil. CHP, CHP’dir, AK Parti de AK Parti’dir. Bugün alınan karar şunun iddiasıdır. Biz AK Parti’den de CHP’den de bu ülkeyi çok daha iyi yerlere götürecek hem programa, hem kadroya hem de kaliteye sahibiz.
-Daha önce destek verdiğiniz Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş adaylıklarını açıkladı…
Hayırlı uğurlu olsun.
-Tam da bunu sormak istiyorum, sizden hep böyle açıklamalar geldi, “Yolları açık olsun, bizi ilgilendirmiyor, bize bilgi verilmedi” tarzı. Siz iki başkana size danışmadan veya görüşmeden adaylık açıkladıkları için kırgın mısınız?
O onların tercihi. Aday olduklarını açıkladılar. Sonuçta Millet İttifakı’nın adayı olarak seçildiler ama CHP’den bir kez daha aday olduklarını beyan ettiler.
-Ekrem İmamoğlu, “İttifak şart” dedi, Meral hanımla da görüşebileceğini ifade etti. Sizin böyle bir görüşmede yanıtınız ne olur?
Biz İstanbul ile ilgili tespit etiğimiz problemleri ve çözüm önerilerini çalıştığımızı ve bunu İstanbul’da en iyi şekilde uygulayacak adayı belirleme sürecinde olduğumuzu söyleriz herhalde.
GİK’in almış olduğu bir karar var ve bu net. Bunun değişmesi için bir sebep yok. Biz Ankara için aday çıkaracağız, İzmir için Ümit Özlale aday, İstanbul için çıkaracağız, Adana, Mersin için aday çıkaracağız. Sonrası milletimizin takdiri. Bizim teşkilatlarımızın Ankara’nın meselelerine kafa yorması lazım. İstanbul’la ilgili, deprem felaketiyle ilgili ne yapacağımızı anlatmamız lazım.